Oyuncaksız Oyunlar
Bir çocuk, bir süpürge makinasıyla da oynayabilir. Çekirdek kabuklarıyla da. Nasıl mı? O süpürge makinası bazen bir fil olur ve kocaman bir hortumu vardır. O Çekirdek kabukları birleşerek koca bir dağ ve ova olur. İçerisinde uzun yollar ve nehirler vardır.
Ve çoğu zaman o çekirdek kabuklarının birleşiminden oluşan dağ yığıntısı bir yapbozun birleşiminden daha keyif verici ve öğretici olur. Çocuk, keyif alarak öğrendiği oyunlarda fark edecek ki, “daha dikkatli davranmalıyım.” Ya da diyecek ki “Daha cesur hareket etmeliyim.“ işte tam da bu noktada özgürce oynadığı oyunlar onu akademik hayata ve yetişkinliğe hazırlayacak.
Bir gün yetişkin olduğunda, patronu ona, “Hayır, bu iş böyle yapılmaz.” dediğinde, “Hayır, bu iş böyle yapılabilir.” diyecek.
Durum böyle güçlü iken bu gücün aslında çocukluktan geldiğini belki de fark etmeyecek.
Aslında tek ihtiyacımız; oyunda kuralsız, yönergesiz hayattaki rollerimizle Bu oyunu sürdürmek. İşte tam da bu noktada Sekoya Çocuk Merkezi’nde oynanan oyunlar, özgür ve kuralsızdır. Çünkü, bizler öğrendiğimiz bakış açılarını çocuğa öğretmeyiz, ona açıları gösterir, sonrasında da keşfedip, öğrenmesini bekleriz.
Ergoterapist
Münevver Özaydın