Oyun Terapisine Dair: Bu Süreçte Çocuk ve Ebeveynleri ne Bekler?
Oyun terapisi yetişkin psikoterapisinin çocuklar için uyarlanmış halidir. Oyun terapisi uluslararası standartlara uygun bir oda içerisinde oyun terapisi alanında yeterliliğe sahip psikolog ya da psikiyatrlar tarafından gerçekleştirilir. Oyun odasında oyuncaklar çocuğun kelimeleri oyun ise çocuğun dilidir. Yetişkinlerin konuşma terapisinde kendi yaşantılarına dair anlatıları, oyun terapisinde ise oyunlar danışanın ruhsal sağlığı ile ilgili bilgi verir. Çocuk ve terapistin beraber kurdukları güven ilişkisi iyileşme sürecinde en büyük etkendir.
Oyun terapisinde psikoterapistin amacı çocuğun günlük yaşamdaki zorlanmalarına dair destek sunmaktır. Travmatik yaşantılar sonrası oluşan travma sonrası stres bozukluğu, bağlanma sorunları, ebeveynden ayrılma sorunları, öfke – kaygı gibi çocuğun kendini regüle etmekte zorlandığı yoğun ve zorlayıcı duygularla baş edememe, okul uyum problemleri, fobiler, fiziksel, cinsel ya da psikolojik ihmal ya da istismar, içe kapanıklık, gece korkuları, beslenme ya da tuvalet süreçleri ile ilgili yaşanan sıkıntılar (beslenme reddi, enkopresiz ya da enüresiz), tikler, ebeveyn ilişki problemleri, boşanma, taşınma, yas süreçleri, sınır problemleri, kardeşler arası ilişki problemleri gibi bir çok konu ve daha fazlası oyun terapistinin çalışma alanına girer. Bu nedenle süreç bireysel terapide olduğu gibi her ne kadar içinde oyun barındırsa da kimi zaman zor duygularla baş etmesi gerektiği için zorlayıcı ve yorucu olabilir. Çocuklar bazen ağlayabilir, çocuğun sağlığına ya da gelişimine olumsuz etki edecek davranış ya da durumlarda terapist çok net sınırlar koymak durumunda kalabilir (kendine, oyuncaklara ya da terapiste zarar vermemek gibi).
Oyun terapisi çocuğun kendisini kanıtlaması gereken bir performans ölçüm yeri değildir. Psikoterapist çocuğu bir birey olarak ele alır ve sağlıklı bir güven ilişkisi oluşturarak çocuğun zor duyguları ve yaşantılarını işlemlemesi ve hayatına daha rahat şekilde devam edebilmesi için ona destek sunar. Psikoterapinin en temel amacı daha başarılı, mutlu ya da bilgili çocuklar yetiştirmek değil, kendisi ile temasta, hayatın zorlukları ile baş etme becerileri olan, her duyguyu taşıyabilen, çözüm üretebilen, psikolojik olarak sağlam çocuklar yetişmesine destek sunmaktır.
Aynı yetişkin psikoterapisinde olduğu gibi oyun terapisinde de çocuğun bir takım hakları vardır. Oyun odasının gizliliğinin sağlanması, oynanan oyunların ya da yapılan paylaşımların çocuğun etik haklarına uygun olarak danışan gizliliğine tabii tutulması, oyun odasında gerekli güvenlik ve ses önlemlerinin alınması, terapi süresince odada özel bir durum olmadıkça ebeveyn ya da öteki uzmanların bulunmaması bunlardan bir kaçıdır.
Oyun terapistinin sorumlulukları terapiste haber verilmesi, çocuğun sağlığını ya da psikolojik bütünlüğünü tehdit edici durumlarda ebeveyn ve ilgili yetkililere haber verilmesi, ebeveynlerin çocuğa karşı tutum ve davranışlarının düzenlenmesi için destek verilmesi, okulla ilgili yaşanan sorunlarda gerekli ise öğretmenlerin ve okuldaki uzmanların bilgilendirilmesidir.
Oyun terapisi süresince ebeveynler ofisten ayrılmamalı, ihtiyaç duyulduğunda terapistin ulaşabileceği bir uzaklıkta olmalıdır. Çocuğa seans sonrasında “Nasıl geçti?” gibi sorular sormak çocuğun bir performans kaygısına düşmesine sebep olabileceği ya da psikoterapide kendisini özgürce ifade etmesine engel olabileceği için sorulmamalı, fakat çocuk anlatmak isterse yargılamadan, sonuç çıkarmadan, yorumlama olmadan kalpten bir şekilde dinlenmelidir. Bununla birlikte oyun terapisinde bazen kum, su ve boya kullanıldığı için ebeveynlerin yanlarında yedek kıyafet getirmesi önemli rica edilir.
Oyun terapisti, çocuğun kendisi ile ilgili konuşulduğunu düşünmemesi için ebeveynlerle etkileşimini çocuğun yanında gerçekleştirmez. Bunun için birlikte belirlenen ayrı bir zaman diliminde ya da aile eğitimi saatlerinde ebeveynlerin soruları cevaplanır. Özellikle 2-12 yaş arasında oyun terapisi desteğinin yanında ailelerin de sürece dahil edilerek aile eğitimi alması ev içi süreçlerin düzenlenmesi ve ebeveynlerin de sorunlarla baş etmede güçlenmesi için önerilir.
Oyun terapisinin ne kadar süreceği ise danışan-çocuk ilişkisine, ailenin uyum becerilerine ve en önemlisi yaşanılan zorluğun ne olduğuna dair değişkenlik gösterir. Bu noktada terapi süreci başlamadan önce ebeveyn, çocuk ve terapistin oyun terapisine dair beklentilerini net bir şekilde belirlemek çok önemlidir.
Oyun terapisine başladıktan sonra terapist bastırılan duyguların açığa çıkması için bir alan tutucu olarak çalıştıkça çocuğu zorlayan semptomlarda artış olması oldukça beklendik bir durumdur. Aynı gün doğmadan önce en karanlık vaktin yaşanması gibi, terapi başladıktan sonra sürecin ilk önce zorlaşıp sonra kolaylaşması oldukça sık olur.
Çocuklar için terapi süreci de aynı yetişkin psikoterapisinde olduğu gibi oldukça destekleyici, her birey gibi özel ve biricik, içsel farkındalığa kavuşma açısından oldukça faydalı bir çalışmadır.Psikolog
Gökçe Topuz