Duyusal Regülasyon
Bizler hayata adapte olabilmek, yaşama dair becerileri sergileyebilmek ve sürdürebilmek için regülasyon becerisine ihtiyaç duyarız. Gün içerisinde her an kullandığımız regülasyon becerisini doğduktan sonra ilk üç ay içinde keşfeder, öğrenir ve geliştirmeye başlarız.
Regülasyon, bakıldığında kelime anlamı olarak düzenleme demektir. Burada bahsedilen düzenleme aslında kişinin kendini, duygularını, düşüncelerini, istek ve arzularını denetlemeleri bilhassa tedirgin oldukları, baş edemedikleri bir problemle karşılaştıkları anlarda sakinliklerini korumaları anlamı taşır. Peki bu düzenleme nedir ve duygusal düzenleme/regülasyon nasıl sağlanır?
Bebekler doğumdan itibaren regülasyon becerilerini keşfetmeye başlar. Yeni ve yabancı bir dünyaya doğmuş olmak, onlar için oldukça karmaşık ve baş etmesi zor bir durumdur. Doğdukları an gözlerini dünyaya açan bebeklerin yaptıkları ilk şey ağlamak olmuştur. Ağlayan bebek de ilk olarak annenin kucağına, kokusuna, sevgisine bırakılır. İşte duygusal regülasyon tamda bu noktada başlar.
Bebekler büyüdükçe gelişen ve çeşitlenen regülasyon bazende durağanlaşıp bozulabilir. Bozulduğu noktada regülasyon iki kola ayrılır:
- Özdüzenleme – Self regülasyon
- Karşı düzenleme – koregülasyon olmak üzere bu iki regülasyonda kendi içinde ikiye ayrılır bunlarda;
- Duyusal regülasyon
- Duygusal regülasyon
Bizim ele alacağımız konumuz duygusal regülasyondur. Peki duygusal regülasyon nedir?
Bizler sosyalleşebilmek, iletişime geçebilmek adına bebekliğimizden itibaren duyularımızla öğrendiğimiz deneyimlerimizi, edindiğimiz bilgilerimizi kullanırız. Bilgi ve deneyim edinebilmek için ise sakin kalabilmemiz, kendi özdüzenlememizi yapıyor olabilmemiz gerekir. Duygusal düzenleme-regülasyon; çocuğun içinde bulunduğu ortamdan ve kendisinden kaynaklanan uyaranlarla birlikte sakin kalarak etkileşime geçebilmek ve bu etkileşimi sürdürebilmek için hazır olmayı sağlar. Örneğin; çocuk; kendi istediklerini anlatamıyorsa, oyun içinde sınır çiziliyorsa, elde etmek istediği bir nesne için beklemesi gerekiyorsa gibi durumlarda regülasyon bozulabilir. Böyle anlarda öncelikle çocuğa biraz zaman tanımak doğru bir yaklaşım olacaktır. Onun, kendini ve duygularını fark etmesini sağlamak, kendini sakinleştirmesi için zaman tanımak oldukça önemlidir. Eğer hala ağlaması devam ediyorsa ağlamasının nedenini sakin bir şekilde dile getirerek sınırınızı çizebilir veya onun duygusunu paylaşarak, sarılarak, yavaş bir tonda şarkı söyleyerek onun regülasyonuna destek verebilirsiniz. Örneğin; ‘ sen arabayı almak istiyorsun ve vermediğim için bana kızdın ama arabayla oynamayacağız.’ , ‘ Sen çikolata yemek istiyorsun, yiyemediğin için üzüldün ve ağlıyorsun istersen sana sarılabilirim ama çikolata yemeyeceğiz.’
Doğumdan itibaren 0-3 ay arası gelişmeye başlayan bu beceri, yaşamın her anında ve döneminde bize eşlik eder ve gelişimini sürdürür. Bazen kendi kendimize bazen de yetişkin desteği ile sağladığımız regülasyonumuz aslında günlük yaşamdaki insanın temel parçalarından birini oluşturur.
Hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için iletişim sayfamızdaki formu doldurabilir veya WhatsApp üzerinden iletişime geçebilirsiniz.