Çocuğum Okula Başladı
Covid 19 süreci hepimizin hayatında çok büyük değişikliklere yol açtı. Eğitim ve öğretim yaşantısı da büyük değişim yaşayan alanlardan biri. Her ne kadar ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde okula gidişler henüz kısıtlanmış olsa da çalışan anne babaların en büyük destekleyicisi okul öncesi okulları ya da bakım evleri büyük bir yoğunlukla işlemeye devam ediyor. Hal bu olunca , yaklaşık 6 aylık sürekli yan yana olan ebeveyn ve okul öncesi grubunun okula alıştırma süreçleri normalden çok daha zor olabiliyor.
Siz de anaokulu grubuna yeni başlayan bir çocuğa sahipseniz şunu söylemeliyiz ki ebeveyn olarak bir takım kaygılar taşımanız oldukça normal. Her ebeveyn çocuğunun iyiliğini ve mutluluğunu ister. Güvende olmasını ister. Bu yüzden özellikle bu ilk ayrılık ise anne babalardan duygusal tepkilerin gelmesi oldukça normal ve beklendiktir. Bununla birlikte taşıdığınız kaygı ve endişeleri yönetmekte zorluk çekiyor ve bunun çocuğunuza da etki ettiğinizi düşünüyorsanız bu yazının sizler için faydalı olmasını umuyoruz.
Her şeyden önce belki okul öncesi dönemde çocuğun okula gitmesi konusunu yeniden çerçevelemek ve farklı bir bakış açısı ile yaklaşmak bizlere iyi gelebilir. Örneğin “ben çalışıyorum, benim yüzümden okula gidiyor, her sabah erkenden uyanıyor” gibi düşünceleriniz varsa olaya bir de şu taraftan bakabiliriz: Bireysellik algısı oluşan her çocuğun temel bakım vereninden bir miktar uzaklaşarak dünyaya dair sağlıklı keşiflerde bulunabileceği, öğrenebileceği, yeni deneyimler elde edeceği ve her şeyden önemlisi güvenli bir akran ilişkisi getirebileceği ortamda bulunması çok önemlidir. Çocuğunuza verebilecekleriniz çok fazla olsa da bir noktadan sonra çocuğun gerçek ihtiyacı bol miktarda sosyalleşmek ve akranları ile oyun oynamaktır.
Ebeveynlerin kafasındaki en büyük soru işaretlerinden bir başkası da çocuğunu emanet ettiği yerin çocuğuna iyi bakıp bakmayacağı ile ilgili soru işaretleri olmasıdır. Bize bu sorularla gelen her aileye verdiğimiz yanıt aynıdır: Lütfen çocuğunuzu sadece içinizin rahat ettiği öğretmenlere ve kurumlara emanet edin. Kafanızda en ufak bir soru işareti varsa bunu dile getirmekten, öğretmen ya da kurumla paylaşmaktan ve doğru olanı birlikte bulmaktan çekinmeyin.
Okula ağlayarak kalkan çocuk da ebeveynleri zora sürükleyen başka bir konu başlığıdır. Bu noktada “Çocuğum kurumu sevmiyor mu? Onu bıraktığım için bana kızgın mı?” gibi sorular akılda kalabilir. Bu noktada şunu çok iyi ayırt etmek gerekir: Bu ağlama öğrenilmiş bir davranış olarak mı var yoksa gerçekten de çocuğun güven süreçleriyle ilgili başka bir soru işareti mi var? Bu sorunun cevabını bulmak ise çocuk ve ailenin iletişimsel örüntülerini, tutum ve davranışlarını iyi analiz edecek uzmanlar tarafından verilecektir. Öğrenilmiş davranışların yönetimi ya da güven / bağlanma sorunlarında destek bu alanda uzman psikologlar tarafından verilmektedir. Hayatımızdaki yenilikler mutluluk getirecek konular dahi olsa yine de çocuklar için ve ebeveynler için stresli olması çok doğaldır. Bu değişime karşı verdiğimiz genel tepkidir. Eğer yaşanılan bu stresi yönetmekte güçlük çekiyorsanız bir uzmandan destek almanız sizler için sürecin daha kolay geçmesini sağlayabilir.
Psikolog
Gökçe Topuz